Küreselleşme Şeysi Üzerine

İnsanlar Dünya' da varolduğu andan bu güne dek, küreselleşemenin etkisiyle kültür dediğimiz kavramın yoğun ipliklerinden ve muhteşem desenlerinden meydana gelen bir halı dokumaya başlamıştır ve günümüzde bile o halıyı örmektedir...Öyle sanıyorum ki ; ilk başlarda oluşan ya da seçilen her ipin rengi, insanlık adına ve insan olmanın olmazsa olmaz ön koşullarını ortaya çıkarmak adına seçilirdi...O dönemlerde ne tanrıların gücünden ne de insanlara kul olmayı empoze eden yönetme ve yönetilmeden etkilenilmezdi.Çünkü o dönemde bu tür olgular insan ve toplum hayatının içerisinde yoktu :)Ayrıca dinin (?) o zamanlardaki toplum ve insan üzerine etkileri de şimdiki gibi yoğun değildir.Sadece insanlığın yaşamını geliştirmek adına oluşturulan kaidelerdi. Zaten din, toplumsal yaşamın içerisinde var olması siyasetten daha eskidir...Bunu tüm dünyaya ve kültürlere bakarak çıkarabiliriz...Bu halı dokuma sürecinde toplumda insanlar arasında bir sınıf oluşması tek tanırılı dinlerin ortaya çıkmasıyla başlamakla birlikte teorik ve pratik anlamda din ve siyaseti, yönetme ve yönetilme temelinde insanların ve toplumun kontrol altına alınması, yaşama müdahale edilmesi, otoritenin menfaatleri ön plana alanırak bir güç unusuru olarak kullanılmaya başlandığı andan itibaren o seçilen rengarenk ipler, yaratılan birbirinden güzel motifler adeta silikleşme, sınırlanmaya başlamıştır...Bu da ister istemez insanların ve toplumların değişmesine, silikleşmesine, tek tip olmasına, kullaşmasına, köleleşmesine de yol açmıştır...Tarihe baktığımızda şunu görmekteyiz; yönetme ve yönetilme ekseninde teolojiyi ve ideolojiyi baz alan hiç bir toplumda ve sisteminde dinin ve siyasetin insanlar için insanlık için pozitif yönde olmadığını sadece insanları "denetim" altına almaya çalıştıkları bir güç unsuru olarak gördüklerini görüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder