Küçükken masallarını dinledik,
Sonra filmleriniz izledik,
Biraz büyüdük şarkılarını dinledik,
Şiirlerini okuduk,
...dik, duk, tık, tuk diye devam etti...
Ne sandınız aşk' tan bahsediyorum :)
Çok nasihat ettiler,
Aklımız bir karış havada olunca pek duymadık...
Bulutları mesken tuttuk...
Şimşekleri, yıldırımları görünce "keşke" demeye başladık...
Sokağa çıkma yasaklarımız oldu,
Darbe vardı, diktatör kıyımlara uğramıştık...
Diktatör olacak da isyancısı olmayacak mı ?
Hele ki ergenliğinizdeyseniz...
Işık hızına yetişebilir misiniz?
Yetişemezsiniz!
Aşk da öyle...
Zaman' ın ne olduğunu öğretir adama,
Dersin ki; "iyiyide kötüyü de unutturur"...
Adaletli olduğunu kimseye torpil yapmadığını öğrenirsin...
İnsan bilmediğinden, görmediğinden korkar,
Aşktan korkmamızın sebebi de bu olabilir mi?
Bir vakit sonra ayağın toprağa basar...
Artık gözünün önüne de gelse.
Kapını da çalsa.
Gözünüde ışıkları da kapatıp gitmesini beklersin!
Amma...
Yaaa...
Ama işte...
Söz konusu aşk olunca,
Gözünden ince ince süzülür,
Sen istediğin kadar kapat ışıklarını,
Kapından sızıverir karanlığına...
Oturuverir karşındaki koltuğuna...
Ancak,
O da şunu bilsin canım :)
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder