Muhammed’in Ümmiliği ve Çevresi

Ümmi: Okuma-yazması olmayan kişi.

Makalemizde de Muhammed’in okuma-yazması olup olmadığını inceleyeceğiz.

Muhammedin okuma-yazma bilmemesi yani ümmiliği, Kuranın ilahi bir kökene sahip olduğu, beşeri bir kökeni olmadığı fikrini güçlendirmek, Kuranı Muhammedin kendisi uydurdu veya önceki kutsal kitaplardan araklama yaptı söylentilerini önlemek amacıyla ortaya atılmış bir yalandır.

  • Muhammed Hatice ile evlenirken Hatice’nin ön şartı kervenlarının başına gecmesi ve ticari muhasebeden anlıyor olması değil miydi? Ömrünün büyük bölümünü ticaretle geçiren bir insanın okuma yazma bilmemesi mümkün mü?
  • Muhammedin yaşadığı dönemde arap şiiri ve edebiyatı en parlak dönemindeydi, böyle bir durumda Muhammedin okuma yazma bilmemesi saçma olmaz mı?
  • Muhammed’in ashabından olan Zeyd bin Sabit, 15-20 gün gibi çok kısa bir süre içinde İbraniceyi öğreniyor ise, fetanete sahip olduğu söylenen Muhammed’in okuma-yazmayı bu kadar geçiktirmesinin bir gerekçesi olabilir mi?
  • Süt anneye verilen evlatlara büyük bir titizlikle arapça öğretiliyordu, peki Muhammed’in bu durumdan nasiplenmemiş olmasının nedeni nedir?
  • Abdulmuttalip gibi yönetici akrabalara sahip olması, seçkin bir aileden gelmesi kendisinin çevredeki insanlardan daha ileri bir kültür düzeyine sahip olması konusunda çok önemli bir avantaj değil midir?

Tüm bunları bir kenara bırakalım, Muhammed, henüz kendisini peygamber ilan etmeden önce , Mekke’nin tahsil görmüş en bilgili insanlarıyla oturup kalkardı. Mekkede yaşayan bu insanların bir kütüphane dolusu kitaba sahip olduğu ,Muhammedinde çoğu kez onlara uğradığı,onları dinlediği rivayet edilir.Yani okuma yazma bilmiyor olsa bile bu çevresinden bilgi edinmesini engelemez.

Yesar,Hayr ,Cebr-i Rumi ,Aiş ,Harith ben Kalada,Selman-ı farisi,Abdullah İbn-i Selam ,Bel’am, Addas,Veraka bin Nevfel ,Ahd-i Atiyk ,Ahd-i Cedid

Bu isimler Musevilik, Hristiyanlık, Felsefe, Tıp, Astronomi hakkında geniş bilgi sahibidir.Muhammedin bu isimlerden Ortadoğuda çıkmış olan dinlerin öğretilerini, ritüellerini öğrenmiş olduğu ortadadır, çünkü bilhassaTevrat ve onun uzantısı olan İncil ile büyük benzerlikler sergiliyor.

Örneklemek gerekirse,

1.) Enfal Suresi , 65 ; Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.

Levililer 26:8 ; Beşiniz yüz kişinin, yüzünüz on bin kişinin hakkından gelecek. Düşmanlarınız kılıç darbeleriyle önünüzde yere serilecek.

Yeşu 23:10 ; Biriniz bin kişiyi kovalayacak. Çünkü Tanrınız RAB, size söylediği gibi, yerinize savaşacak.

2.) Bakara Suresi 261 ; Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, O herşeyi bilir.

Matta 13:23 İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.

Görüldüğü üzere Muhammed diğer kutsal kitaplardan aldığı ayetleri değiştirerek uygulamaya koymuştur,bunu da ya İncili Tevratı bilen insanlardan ya da katip tuttuğu diğer dinlerden dönme insanlardan sağlamış olduğu kuvvetle muhtemeldir.

3.) Mısır’dan Çıkış 21:23-25 ; Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak, yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.

Maide Suresi, 45 ; Orada onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dişle ve yaralara karşılıklı ödeşme yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu, onun günahlarına keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir

4.)Bakara Suresi, 282 ; Erkeklerinizden iki şahid tutun; eğer iki erkek bulunmazsa, şahidlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir

Yuhanna ,8: 17 ; “İki erkekliğin tanıklığı geçerlidir” diye yazılmıştır.Kendim için tanıklık eden bir ben varım, bir de beni gönderen Baba benim için tanıklık ediyor.

Örnekleri çoğaltmak mümkün, ayrıca İslam ile geldiği düşünülen bir çok gelenek İslamdan önce titizlikle yerine getirilen kökeni yüz yıllar öncesine ritüeller,inanışlardır. İslamda kadınların kulandığı başörtüsü, Yahudilik ve Hırıstiyan kültüründen gelen bir adettir. Hatta, Yahudilik öncesinden bile gelen bir adettir. Yahudi kadınların, özellikle bir ibadeti izlerken, başlarını mutlaka örtmesi gerekiyordu. Bu onlar için bir zorunluluktu. Kadınların başörtüsü takması, Hıristiyanlık’ta da önemliydi.

Sonuç olarak, Muhammed’in seçkin bir aileden gelmesi, küçük yaşlardan itibaren ticaretle uğraşması ve yaşadığı toplumun edebiyata önem vermesinden dolayı ümmi kalması mümkün değil. Ümmi kalsa bile henüz kendisini peygamber ilan etmeden önce , Mekke’nin tahsil görmüş en bilgili insanlarıyla oturup kalkması, arkadaşlarını hep o bilge sınıftan seçmesi Muhammedin bu isimlerden Ortadoğuda çıkmış olan dinlerin öğretilerini, ritüellerini öğrenmesini sağlar, zaten bilhassa Tevrat ve onun uzantısı olan İncil ile büyük benzerlikler sergilemesi, bu semavi dinlerle benzer ritüellerin dayatılması bu durumu fazlasıyla destekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder