Devlet neden despotik?

Türkiye’ de devlet, gerek bugün olsun gerek geçmişte olsun her zaman despotik (tek idari otoriteye sahip) bir yapıda olmuştur !

Bunun neden böyle olduğunu anlamak için; geçmişimize dönerek, Osmanlı’daki üretim ilişkilerine ve bununla gelen siyasi üst yapısal mekanizmalara bakmamız gerekir…

Fakat öncesinde kısa bir önbilgi vermek faydalı olacaktır

İnsanlık tarihinin toplumsal şekillenmelerine baktığımızda kabaca karşımıza; ilkel komünal toplum, köleci toplum ve kapitalist toplum biçimleri çıkar.Tarih boyunca insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için birçok faaliyetlerde bulunmuşlar ve yaşamlarını sürdürebilmek için emeği temel almışlardır. Geçmişte olduğu gibi bugün de sistemin temeli emek üzerine kuruludur fakat kapitalist sistemde emeğe hiçbir şey verilmediği için ortaya sınıfsal anlamda bir çelişki/çatışma çıkmıştır.

İnsanlık tarihi boyunca yaşanan bu toplumsal değişimler ve bununla beraber gelen üretim tarzlarındaki farklılıklar, ister istemez siyasal mekanizmalara ve bunun sonucu olan devlet yapılanmalarına da yansımıştır.

Dünya tarihinde yaşanan bu konjonktürel değişimler, özellikle Türkiye gibi Doğu toplumlarında devletlerin despotik yapı kazanmalarına neden olmuştur. Bunun sebebi ise; Asyatik üretim tarzıdır. Asyatik üretim tarzını diğerlerinden ayrıran en önemli unsur ise toprağın mülkiyet hakkı konusundaki farklılığıdır. Osmanlı’ da da Asya tipi üretim tarzı karşımıza çıkar. Buna göre; toprağın kullanım hakkı halka ait olmakla beraber mülkiyeti tamamen devlete aittir. Halk, toprağı belli kaideler altında kullanabilir fakat toprak üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamaz. Yani satamaz, alamaz, miras bırakamaz…

Bu mekanizmanın devletle olan bağlantılarını anlayabilmek için Osmanlı’ da uygulanmış olan tımar sistemine vakıf olmamız gerekmektedir: Osmanlı, bir takım kişilere (tımar sahiplerine) yetkiler vererek toprağı kullanan halktan vergi almalarını ve bu vergilerin karşılığında da Osmanlıya asker yetiştirmelerini sağlamaktaydı…

Bu sistemden dolayı kapitalizm, Osmanlı’ ya Batı’ dan geç gelmiştir. Çünkü buralarda,toprakta özel mülkiyet olmadığı, toprak alınıp satılamadığı için, devlet mülkiyeti esas olduğu için ve artı değere devlet tarafından el konulduğu için, mübadeleye neden olan artı değer oluşmuyor bu nedenle de bir birikim yaratılamıyordu. Bu sebeple de, kapitalizmin ortaya çıkmasına neden olan ticari ilişkiler Osmanlı’ da değil, artı değerin ulaştığı, devletin ve devletin bürokrasisinin hakim olduğu yerlerde ortaya çıkıyordu. Hatta bu yüzden Marx bu tür toplumların birbirini tekrar eden toplumlar olarak tanımlamıştır.

Osmanlı gibi Asya üretim tarzına yakın toplumlarda halk, toprağı kullanabilme olanaklarından dolayı Batı gibi toplumlardaki halka göre daha özgür fakat artı değerin tamamı devlet tarafından adeta gasp edildiği için toplumsal olarak köleydi.

Yetkilerini ve üzerinde oturduğu toprağı paylaşmaması, devletin despotik yapı sergilemesine neden olur. İşte bu yüzden bu topraklarda uzun yıllardır devletin hegemonyası hüküm sürmektedir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder