Ulusalcı sol karikatürden öteye gidemez!

Küreselleşmiş kapitalizm karşısında milliyetçilik/ulusalcılık/vatanseverlik/yurtseverlik gibi düşünseller hiç bir zaman başarılı olamaz !
Çünkü; “Emperyalizm: Kapitalizmin en yüksek aşaması”dır.

Kapitalizmin bir aşaması olan emperyalizm; Dünya’ ya egemen olma fetişizmi değil, bir toplum düzeni biçiminde algılamak gerekir. O yüzden “SOL” un üstünde durması gereken konu, kapitalizmin bizati bir üretim tarzı, bir toplum biçimi olarak içinde yaptığı değişimlerdir.

Kendilerini “SOL”un içerisinde gören bir grup cenah Türkiye’ nin emperyalist saldıralar karşısında ulusalcı/vatansever/yurtsever olmayı bir zorunluluk olarak görmektedirler (!)

Fakat atladıkları bir konu vardır: Türkiye G-20 ülkeleri arasında oluşu…

Yani Türkiye gerek hükümeti, gerek silahlı kuvvetleri, gerekse burjuvazisi olsun zaten küreselleşmiş kapitalizmin bir parçasıdır. O yüzden ulusalcı sol cenahın böyle bir tehdit iddası gerçeği yansıtmaz.

Türkiye’ de “SOL” geleneğinden gelen -Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya gibi isimler- insanlar aslında emperyalizmin içsel bir olgu (toplum düzeni) olduğunu bilir ve mücadelesini özellikle bu alanda yapar.

Dünya tarihinde de devrimciler bir bölgesel kurtuluştan ziyade enternasyonalist bakmışlardır. Örneğin Che zamanında devrimi sadece Bolivya ile sınırlı tutmamış öncelikle Latin Amerika ülkelerine yaymak sonrasında Dünya ülkelerine yayma amacını gütmüştür. Aksi taktirde yurtseverlik algısı içerisinde yapılmak istenen devrim karikatürden öteye gidemez!

Çünkü SOL’ a yurtseverlik algısı içinde bakarsan; Kürt sorunu çözemezsin, üniter devlet anlayışının dışına çıkamazsın, ordunun müdahalesine devrim olarak bakarsın, öznesi devlet olan bakış açısına sahip olursun vs.vs.

Demem o ki; kapitalizm ve emperyalizm karşısında devrim yapmak isteyen grup bölgesel bir devrimle yola çıkmaktansa enternasyonalist algı içerisinde mücadelesini yürütmek durumundadır. Evrensel anlamda “SOL” emekçilerin ve ezilenlerin yani sıradan halkın yönetimi ise bunun gerçeğe dönüşmesi için kapitalizmi toplumsal müdahale anlamında görerek yoksul halklara öncelikle sınıf çatışmasını ön plana çıkaran bir dinamik yaratmak zorundadır.

Kısaca SOL; halkı yönetme sanatı değil, halkın kensini yönetme biçimidir. İşte bu yüzden Türkiye’ de yaşayan Müslüman kesimle İslami değerlerin dışında seküler bir ilişki kurmalıdır, Yunanistan’ daki işçilere destek vermelidir, Mısır’ da ayaklanan yoksul insanlarla ortak hareket edilmelidir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder